Bartın’da herkes kulaktan kulağa fısıldıyor.
Ama kimse açık açık konuşamıyor.
Yazmıyor, yazamıyor ya da yazmak istemiyor.
Bunun sebeplerini bilemem.
Zaten beni de sebepleri ilgilendirmiyor.
Bense artık bunun açık açık dile kaleme getirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Zira birebir iletmemize rağmen durumda bir değişiklik yok.
Herkesin şuanda gözü Bartın Irmağı Islah Projesinde.
AK Parti Bartın Milletvekilimiz Yusuf Ziya Aldatmaz’da dün projeyle ilgili basına detaylı bir tanıtımda bulundu.
Projeyle ilgili işler yolunda gözüküyor.
Birde Bartın’da herkesin dört gözle açılmasını beklediği yeni Bartın Devlet Hastanesi var.
Herkes bu hastanenin açılışına odaklanmış.
Bu yüzden mevcut Bartın Devlet Hastanesini pek konuşan yok.
Bana göre mevcutta artık sistem tıkanmış durumda.
Bana göre dedim çünkü; söylentilerden ziyade gözlemlerime ve başıma gelen olayların sonunda bu kanaate vardım.
Beni bilen bilir.
Yapılan iyi şeyleri takdir etmesini bilirim.
Gördüğüm hataları söyleyip eleştirmesini de.
Bartın Devlet Hastanesinin Acil Servisine biran önce çeki düzen verilmeli.
Özellikle acilde yeşil alanda durum “yaz reçeteyi gönder hastayı” halini almış.
Personelin hepsi aynı şeyi yapıyor diyemem.
İşini layıkıyla yapan doktorlarda var. Hemşirelerde. Bilgi işlem personeli de.
Ancak yeşil alan mantığı hastayı dinlemek yerine “hasta yoğunluğunu” azaltma mantığına dönüşmüş.
Hatta kendi kulaklarımla duyduğum bir olaya göre, hastanın biri yeşil alandan reçete yazılıp gönderiliyor.
Hasta yarım saat sonra yeniden acile geliyor. Bu sefer hemen sarı alana alınıyor.
Herkesin anlayacağı bir dille ifade etmek gerekirse hasta daha kötü bir durumda yeniden hastanelik oluyor.
Üstelik bunu personel kendi arasında konuşuyor.
Tabi bu benim duyduğum bir olay.
Bu konuda işin aslını ve tıbbi durumunu bilemem.
Yine acilde denk geldiğim bir başka olayda “sevk”
Gerçi Bartın Devlet Hastanesinde sevkler almış başını gitmiş durumda.
Acilde kırmızı alanda tam 12 saat sevk bekleyen hastaya denk geldim.
Sorduğunuzda cevap şu “Biz hastayı sevke alıyoruz. Önce yakın illerdeki hastanelerde boşluk var mı diye bakıyoruz. O illerde ilgili doktor sevki kabul ederse hastayı ambulansla o ile sevk ediyoruz.”
Tamam sistem bu olmuş olabilir. Ama bu sistemi hızlandıracak gerekirse o doktoru ve hastaneyi hastanın durumunun ne kadar acil olduğu konusunda ikna edecek bir yönetim, bir idare, bir personel olması gerekmez mi?
Sevklerle ilgili hastanece hep bir ağızdan söylenen bir başka şeyse
“Bizlik bir şey yok. Konu 112’lik.”
Konu hastanelik değil 112’likse yine 112 Acil Çağrı Merkezini hızlıca harekete geçirmesi gereken hastane personeli, yönetimi, idaresi değil mi?
Bir hastanın ve hasta yakınlarının 12 saat sevk olmayı beklemesi ne demek.
Sevklerde paranız varsa “Özele sevk edelim.” dediğiniz anda en erken yarım saatte hastanızı sevk edebiliyorsunuz.
Bunu nereden mi biliyorum? Başıma gelen bir durumdan.
Ben “özele sevk edebiliyorsak öyle yapalım” dediğimde hastamın hemen sevkini gerçekleştirebildim.
Ama işin ucu dönüyor, dolaşıyor, “Parası olmayan ne yapacak?” a geliyor.
Gerçi artık o sorunun cevabı da belli 12 saat sevk beklemek.
Şu bir gerçek ki Bartın’a artık bu işi en hızlı ve pratik yolla halledebilecek bir hastane yönetimi, idaresi ve hatta Sağlık İl Müdürü şart.
Bu yapılmazsa acilde 12 saat sevk bekleyen hasta yakınları “AK Parti’den herkesi aradım. Bir sevki çıkartamadılar” diye daha çok konuşmaya devam eder.
Bu mevcut işleyişle, düzenle ve birbirini kollayan personel anlayışıyla devam edildiği sürece yeni hastanenin açılışı Bartın’a pek bir şey kazandırmayacak.
Sadece daha iyi fiziki şartlarda Bartın halkı sağlık hizmeti almaya devam edecek.
Daha çok doktor gelip personel artışı yaşanacak.
Ancak gelen doktorları Bartın’da tutmaya, personeli de hasta odaklı çalışmaya itecek bir yönetim ve idare anlayışı olmadığı sürece, bu ve bunun gibi olaylar yaşanmaya devam edecek.
Tabi bütün personeli ya da doktorları zan altında bırakmak istemem.
Dediğim gibi işini layıkıyla hatta fazlasıyla yapanlarda var.
Hatta bazen onlara hak vermişliğimde vardır.
Özellikle acil personelinin ya da doktorun sabrını son ana kadar zorlayıp onları çileden çıkaran hasta yakınları da mevcut.
Şu bir gerçek ki her ne olursa olsun artık AK Parti’nin Bartın’da bu duruma el atması şart.
Atmadığı takdirde bu iş ne doktordan ne personelden ne idareden ne de yönetimden götürür.
Götürse götürse “Bizim anlayışımız millete hizmet etmek” diyen AK Parti Bartın Teşkilatından götürür.
GENEL
Az önceGENEL
2 gün önceGENEL
2 gün önceGENEL
3 gün önceGÜNDEM
3 gün önceGENEL
3 gün önceGENEL
3 gün önce